18 Ocak 2011 Salı

dellenmeler

Ödev yapmanın en çok sıkılmasını seviyorum. Vicdanda hafif bir rahatlık olması için, ödevden kaçışın yaratıcılığı ondan en azından bir parça daha ilginç ve bir parça daha kıymetli -ve en azından o an için- birşeyler arayıp duruyor.
Ve işte...
Son ödevin piçi de bu blog sayfası oldu.
Bundan tam 48 saat sonra hissediyor olacağım, derslerini bitirip teziyle başbaşa kalmış yüksek lisans öğrencisi hafifliğinin hayali, incelenecek kültürün herhangiliğinin faydalılığıyla birleşince, birden bu yazıyı yazarayak buldum kendimi.
Üstelik bilinç akışı kadar kendinin farkında -bunun farkında olmak ya da olmamak anlamına geldiği okuyucunun insiyatifinedir- bir girişim oluverdi kendiliğinden...
Başlığı ingilizce ama açılışı türkçe; kendi fontunu üretmeyecek kadar anadilinde ama ariel ve times new roman'a allerjik bir günlük...
KİM BİLİR...